Son yıllarda haberlerde sıkça duyduğumuz bir cümle var: “Ruhsatsız silahla yakalandı.” Kimi zaman bir kavganın ortasında, kimi zaman bir trafik tartışmasında, hatta bazen bir düğünde… Bireysel silahlanma, özellikle ruhsatsız silah bulundurmanın bu kadar yaygınlaşması, toplum için ciddi bir güvenlik sorunu haline gelmiş durumda.
Silahın bu kadar kolay ulaşılabilir olması, aslında sadece bireyleri değil, toplumun bütününü tehdit ediyor. Peki devlet bu durumu neden engelleyemiyor? Daha da önemlisi, nasıl engelleyebilir?
Bireysel silahlanmanın artmasının arkasında birkaç temel sebep var:
Devletin bu sorunu çözmekte zorlanmasının nedeni de tam burada yatıyor. Denetim mekanizmaları yetersiz kaldığında, ruhsatsız silahların piyasada dolaşımı devam ediyor.
Ayrıca kaçak silah ticaretine karşı yeterince etkili operasyonlar yapılamadığında, mesele büyüyerek toplumsal güvenliği tehdit ediyor.
Peki çözüm ne olabilir?
Bireysel silahlanmanın artışı, sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal güvenliği tehdit eden ciddi bir mesele. Devletin bu noktada hem denetim hem de caydırıcılık yönünden daha güçlü adımlar atması şart.
Ancak tek başına devletin çabası yetmez; toplumsal kültürün de değişmesi gerekir. Silahın normalleştiği bir yerde şiddet kaçınılmazdır. Oysa güvenliği sağlayacak olan şey bireysel silah değil, güçlü kurumlar ve adalettir.
Gerçek çözüm; bireyin değil, toplumun güven içinde yaşamasıdır.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 04.09.2025 / Saat: 14.46