Ali SUNGUR
09 Sep

Giriş

     Nepal, 2025 Eylül’ünün başlarında sosyal medya platformlarının kapatılması kararı ve yolsuzluk iddialarıyla alevlenen protestoların merkezine dönüştü. Gençlerin önderliğinde şekillenen bu hareket, yalnızca dijital özgürlük mücadelesi değildi; uzun süredir bastırılmış demokratik beklentilerin ve siyasi hesap verebilirlik talebinin dışavurumuydu. Ancak bu kararlı ve haklı talep süreci, hızla bir güvenlik krizine ve sosyal düzenin çökmesine dönüştü.

Gelişme

     4 Eylül 2025’te hükümet, sosyal medya şirketlerinin resmî kayıt ve denetim mekanizmalarına uyum sağlamadığı gerekçesiyle Facebook, YouTube, X ve benzeri platformları kapattı. Genç nesil, bu adımı ifade özgürlüğüne yönelik baskıcı bir müdahale olarak algıladı ve kitlesel protestolar başladı.

     8 Eylül’de polis, protestoculardan 19’unu silahla öldürdü; 100’den fazla kişi yaralandı. Güvenlik güçlerinin aşırı sert müdahalesi, protestoları kontrolden çıkararak Z kuşağını daha da radikalleştirdi.

     Protestocular ertesi gün, başbakan Oli’nin istifasını tetikledi. Hükümet, sosyal medya yasağını geri çekti; ancak öfke dinmemişti. Gençler yönetimin yaygın yolsuzluk, nepotizm ve lüks ayrıcalık politikalarına tepki olarak Singha Durbar (Parlamento ve bakanlıkların bulunduğu kompleks) ve siyasi liderlerin konutlarını ateşe verdiler.

     Maliye Bakanı Bishnu Prasad Paudel, protestocular tarafından sokaklarda çıplak bir şekilde kovalandı ve darp edildi; bu dehşet verici görüntüler, göstericilerin öfkesinin somut göstergesi olarak medyaya yansıdı.

Değerlendirme

Bu dramatik olaylar silsilesi, birkaç temel sorunu öne çıkarıyor:

  1. İfade Özgürlüğünün İnkarı ve Dijital Baskı
    Sosyal medya yasağı, hükümetin kontrolünde olmayan bilgi akışını engelleyerek demokratik dengeyi zedeleyen bir cezalandırma aracına dönüştü. Bu tür politikalar; halkla iletişimi, muhalefeti ve gençlerin taleplerini susturmaya yöneliktir.
  2. Güvenlik Güçlerinin Orantısız Müdahalesi
    Kolluğun silah ve gerçek mermiyle müdahalesi, ölüm-kalım noktasına varılmasına neden oldu. Bu, hukukun üstünlüğüne ve demokratik normlara ciddi bir darbe anlamına gelir.
  3. İktidara Yönelik Yaygın Güvensizlik
    Genç kuşak, hükümetin halk adına değil elitler adına çalıştığını düşünüyor. Yolsuzluk, işsizlik ve politik istikrarsızlık, bu hareketin temel dinamiklerini şekillendirdi.
  4. Şiddetin Politikanın Diline Dönüşü
    Parlamento ve lider konutlarını yakmak, sembolik bir başkaldırı eylemi olarak okunabilir. Ancak bu tür aşırılıklar, demokratik değişim arzusunu aşındırabilir. Tekrar eden şiddet sarmalı, trajedinin katlanmasına yol açar.

Yorum

Nepal’de 2025 eylül başında yaşananlar, birkaç açıdan ders barındırıyor:

  • Demokratik kurumlar, toplumsal güvenin yapıtaşıdır. Hükümetlerin bu kurumlara müdahalesi ve şeffaflıktan kaçması, halkla bağlarını zayıflatır. Sosyal medya düzenlemeleri bile, demokratik meşruiyet hedefine hizmet etmek yerine, tiranlık algısı yaratırsa başarısızdır.
  • Güç, adaletle dengelenmeli. Güvenlik güçlerine dönüşümlü güçler verilmeli, orantılılık, hukuk ve insan hakları ilkeleri gözetilmelidir. Adli süreçler işletildiğinde ve fail hukuka teslim edildiğinde toplum barışı güçlenebilir.
  • Genç nesil, siyasal değişimin katalizörüdür. Z kuşağı’nın protestoları, içerdeki demokratik çatışmanın gençlik üzerinden şekillenebileceğini gösteriyor. Bu kuşağın taleplerine yanıt vermek, bürokratik ertelemelerle mümkün değildir.
  • Yıkım yerine diyalog öncelenmeli. Şiddet içermeyen demokratik araçların geliştirilmesi, hem protestocu hem de devlet açısından sürdürülebilirlik sağlar. Toplumsal barış, yakın gelecekteki siyasi istikrarın anahtarıdır.

Sonuç

     Nepal’in eylül 2025 krizi, sosyal medya üzerinden ifade özgürlüğünün engellenmesinin demokratik bir uyarı sinyali olduğunu, hükûmetin sert müdahalelerinin toplumsal kutuplaşmayı derinleştirdiğini ve genç neslin siyasetin merkezine oturduğunu gösteriyor. 

     Bu olay, demokrasi, güvenlik ve gençlik politikasının kesişim noktasında derslerle dolu bir vakadır. Geleceğe umutla bakmak isteyen Nepal için, bu krizden çıkarılacak ders tek bir ifade ile özetlenebilir: Demokrasi, barış ve eşit adaletle yeniden inşa edilebilir; şayet yıkım yerine yeniden bağ kurma iradesi işlerlik kazanırsa.


Ali SUNGUR

Yayınlanma Tarihi: 09.09.2025 / Saat: 20.01




Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.