Sonbahar geldiğinde ağaçlar konuşur sessizce. Bir yaprağın sararmasıyla başlar bu sessizlik. Ardından bir diğeri, sonra bir diğeri… Fark etmeden koca bir dal çıplak kalır.
İnsan bazen bir ağaca bakarak kendi içine döner. Dökülen yapraklara üzülürüz, sanki bir veda gibi gelir bize. Oysa ağaç üzülmez çünkü bilir ki bu dökülme, geçici bir dinlenmedir.
Bazen bırakmak gerekir. Tutunmaktan yorulmuş şeyleri serbest bırakmak… Belki de sonbahar bunun en güzel öğretmenidir.
İnsan da hayatında sonbaharlar yaşar. Her şeyin canlı, yeşil ve tam olduğu zamanlar geçer. Yorulur, eksilir ve geride bırakmak zorunda kalır. Bu, doğal bir döngüdür. Her şey hep yerinde kalsaydı değişimin ve büyümenin anlamı olmazdı.
Yapraklar dökülür, rüzgârla savrulur ve toprağa karışır. Sonra başka bir ilkbaharda bambaşka bir yeşil olarak döner hayata. Bu yüzden dökülmek bitmek değil, dönüşmektir.
İnsan da içindeki fazlalıklarını, yüklerini ve kırgınlıklarını dökebilirse, yeniden başlamak için yer açar kendine. Sonbahar sadece bir mevsim değildir, bir bilgeliktir; öğretir ki bazen en büyük yenilenme kabullenişle gelir.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 23.08.2025 / Saat: 14.00