Bir Söz, Bin Yankı:
Hiç düşündün mü, beğenilme isteğimiz belki de içimizdeki değersizliği gizleme çabası olabilir mi?
KENDİNİ PAZARLAMAK ÇAĞI
Bir düşünelim... Günümüz insanı neden sürekli bir şeyleri kanıtlama derdinde? Neden herkesin elinde bir “bakın ben de varım” tabelası? Her gün sosyal medyada sayısız “başarı hikâyesi” görüyoruz. Kimi yeni bir sertifikasını paylaşmış, kimi yeni bir işe girmiş, kimi ise kahvesini bile öyle bir sunumla paylaşıyor ki sanki bir reklam afişi.
Peki, bütün bunlar neyin göstergesi? Gerçekten mutlu muyuz, yoksa sadece mutluymuş gibi mi davranıyoruz? Kendimizi kime ispatlamaya çalışıyoruz? Çoğu zaman, farkında bile olmadan, hiç tanımadığımız insanlara... Hayatımıza bir değer katmayacak, hatta belki bir gün bile yüz yüze gelmeyeceğimiz insanlara “Bak, ben de başarılıyım!” deme ihtiyacı duyuyoruz.
Peki neden? Sanırım toplum, bize “görünür olmayı” öğretti; görünmüyorsan, yoksun! Oysa gerçekten üreten, çalışan, bir şeyler ortaya koyan insanın bunu kimseye göstermeye zamanı olmaz. O, zaten yaptığı işe odaklanır. İşini yaparken çekilmiş fotoğraflar paylaşmak yerine, sessizce üretir; çünkü bilir ki, başarı alkışla değil, emekle ölçülür.
Kariyer siteleri de bunun bir parçası; linkedln, kariyer.net gibi platformlarda insanlar adeta bir “katalog” gibi kendilerini sergiliyor. Herkesin profilinde en az üç dil, beş sertifika, on projeden bahsediliyor; ama bazen merak ediyorum: Gerçekten bu kadar yetkin miyiz, yoksa sadece öyle görünmek mi istiyoruz?
Bir sertifikanın, bir PDF belgesinin ardına saklanarak “ben değerliyim” diyorsak, asıl eksikliği orada hissetmiyor muyuz? Bence gerçekten kendine güvenen biri, bunu anlatma ihtiyacı duymaz. O, zaten kendini ispat etmiştir; başkalarına değil, kendine.
Sosyal medya da bu gösterişin vitrinine dönüşmüş durumda. İnsanlar, lüks restoranlarda yedikleri yemekleri, tatile çıktıkları yerleri, aldıkları hediyeleri paylaşmadan edemiyor. Neden? Sanırım “beğeni” modern dünyanın alkışı haline geldi. Ne kadar çok beğeni, o kadar çok “başarı” sanıyoruz; ama kimse paylaşmadığı o anlarda ne kadar yalnız, ne kadar huzursuz olduğunu göstermiyor. Oysa gerçek mutluluk, gösterişe ihtiyaç duymaz. Sessizdir, sakindir, içtendir.
Belki de en büyük yanılgımız şu: “Kendimizi göstermezsek, unutuluruz.” Hayır, unutulmazsın. Eğer gerçekten üretir, çalışır, değerli bir şey ortaya koyarsan; birileri bunu elbet fark eder. Bence mesele fark edilmekte değil, fark yaratmakta. Bugün, sessiz sedasız bir köşede işine odaklanan, kimseye övünmeyen bir usta; yüzlerce “influencer”dan daha fazla değer üretir; ama o bunu paylaşmadığı için, kimse görmez. İşte biz de o görünmeyen değerleri görmezden geliyoruz; çünkü artık gözümüz, gerçeği değil, gösterileni arıyor.
Bir diploma, bir sertifika, bir fotoğraf… Bunlar bizi “yeterli” yapmaz; asıl yeterlilik, içsel bir huzurdur.
Kendine şu soruyu sor: “Bunları gerçekten kendim için mi yapıyorum, yoksa başkaları görsün diye mi?” Eğer cevabın ikincisiyse, o zaman yönünü değiştirme vakti gelmiş demektir; çünkü kimseye bir şey kanıtlamak zorunda değilsin. Değerin, bir profil sayfasındaki madde başlarıyla ölçülmez. Gerçek başarı, gösterilmez; yaşanır.
Kendini göstermekle meşgul olan insan, üretmeye vakit bulamaz; ama gerçekten çalışan, sessizdir. Onun için önemli olan, kimlerin gördüğü değil, neyi ne kadar iyi yaptığıdır. Bir tohum gibi düşün: Toprağın altında kimse onu görmez; ama o, sessizce büyür ve zamanı geldiğinde, en sağlam ağaçlardan biri olur.
Kısacası, artık kendimizi göstermeyi bırakıp, kendimizi anlamaya başlamalıyız; çünkü başarı gösterilmez, mutluluk sergilenmez, değer ispatlanmaz... Gerçek olan, sessiz olandır; sessiz olan ise, aslında en güçlü olandır.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi : 28.10.2025 / Saat: 23.59
(Bazen ekranı kapatmak, dünyayı daha net görmek için tek çaredir. Fark ettim ki kimse gerçek değil, sadece iyi filtrelenmiş. Kendi kabuğuma çekildim; çünkü kalabalıklar içinde kendimi kaybetmekten yoruldum. Bu hayattan değil aslında, kendini tekrarlayan sahnelerinden sıkıldım. Bugün fark ettim: Gerçek ben, çevrimdışıydı. / Ali SUNGUR - 28.10.2025 - 23.59) ☺️