Ölüm... Adını andığımızda bir anda etrafı sessizlik sarar. Sanki hayat bu kelimeyle kısa bir süreliğine durur. Kimse ölümden söz etmek istemez; sanki uzak, yabancı, yakışıksız bir konu gibi. Oysa hayatın en doğal, en kesin gerçeğidir o.
İnsan öleceğini bilerek yaşar ama çoğu zaman bunu unutmak ister; günlük telaşlar, küçük mutluluklar, büyük hedefler arasında ölüm düşüncesi arka sıralara itilir.
Belki de bu unutkanlık yaşama devam edebilmek için gereklidir; çünkü ölüm hatırlandığında bile içimizi burkacak kadar güçlü bir olgudur. Bazen bir haber, bir kayıp, bir mezar taşı bize bunu hatırlatır. O an birden fark ederiz ki biz de öleceğiz, sevdiklerimiz de. Bir gün bu dünya bizsiz devam edecek. İşte o zaman sarsılır insan; ne kadar çok şeye tutunduğunu ama aslında ne kadar az şeye sahip olduğunu anlar.
Yine de ölüm yalnızca bir son değil, belki de hayata anlam katan bir aynadır. Ölümlü olduğunu bilen insan, yaşarken daha dikkatli olur. Bir sözü ile kırmamaya, bir ânı daha derin yaşamaya çalışır; çünkü bilir ki her şey geçicidir.
Belki de mesele ölümden korkmak değil, ölüm fikrinin içinde yaşama değer vermeyi öğrenmektir.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 23.08.2025 / Saat: 11.10