Bazı insanlar vardır az konuşurlar, çok kalırlar. Hayatımızın bir yerine öylece yerleşirler; ne gürültüyle gelirler ne de sessizce giderler. Onlar sadakatin adıdır... Sadık insanlar zamanın yıpratıcı rüzgârına karşı dimdik duran duvar gibidir.
Sadakat bir sözden çok daha fazlasıdır; o bir duruş, bir kararlılıktır. Sadık insan yanında olmasa bile arkandadır. Yüzünü göremesen de yüreğinde bilirsin onun orada olduğunu. Herkes dağılırken kalan, herkes unuturken hatırlayan odur.
Günümüzde sadakat eski bir kelime gibi duruyor belki... Modern hayat hızla tüketiyor insan ilişkilerini. İlişkiler geçici, dostluklar anlık, bağlılıklar kırılgan; ama hâlâ sadık insanlar var. Sessizce hayatımıza dokunuyorlar, çoğu zaman farkında bile olmadan. Bir mesajla değil, bir bakışla, bir bekleyişle ve bir vazgeçmeyişle anlatıyorlar sevgilerini.
Bazen bir dost, bazen bir eş, bazen bir kardeştir bu sadık insan. Bazen bir öğretmen, bazen de bir kitap…
Hayatın her köşesinde karşımıza çıkabilir. Onları anlamak için büyük laflar etmeye gerek yok. Küçük bir teşekkür, yürekten bir selam yeter.
Sadakat en çok da zor zamanlarda belli olur. Sadık insan fırtına başladığında kaçmaz. Hatta bazen seninle birlikte ıslanır, üşür ama yanındadır. İşte bu yüzden değerlidir; çünkü sadık olma hâli sadece iyi günde kalmak değil, kötü gün de bile gitmemeyi seçmektir.
Belki de bu yüzden bir insanın hayatındaki en büyük zenginlik, ona sadık birinin varlığıdır.
Kalabalıklar arasında kaybolmak kolaydır; ama bir sadık insanın varlığıyla bulunduğun yer, ev gibi olur. Güvenli, sıcak ve anlamlı.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 23.08.2025 / Saat: 09.10