Sabırlı insanlar az konuşur, çok bekler; ama beklemekten kastımız boş durmak değildir. İçten içe büyümek, olgunlaşmak, zamanın kıymetini bilerek ilerlemektir. Sabır, dışarıdan sessizlik gibi görünür ama içinde büyük bir mücadele barındırır. 

Sabırlı olmak sadece zaman geçirmek değil, zamanla birlikte değişmek, dönüşmek demektir. Tıpkı bir ağacın meyve vermesi gibi; önce kök salar, sonra gövdeyi güçlendirir, ardından yaprak verir ve ancak zamanı geldiğinde meyve sunar. Sabırlı insan da böyledir. Acele etmez ama durmaz da. O, yolun ve zamanın getireceklerine güvenir. 

Günümüzde sabır unutulmuş bir değer gibi. Her şey hemen olsun istiyoruz... Hemen başarı, hemen karşılık, hemen sonuç; ama bazı şeyler bir tek sabırla mümkün olur. Bir yaranın kabuğu kendi zamanı gelmeden düşmez. Zor bir dönemin sonu kendi ritminde gelir. Sabırlı insan bunları bilir, telaş etmez ama vazgeçmez de; sabırlı olmak zayıflık değil, tam tersine büyük bir güçtür. 

Sabır; duyguları yönetebilmek, ânı kabullenebilmek ve geleceğe güvenebilmek demektir. Sabırlı insan öfkeden uzak, inattan azade olur. Daha çok dinler, daha az yargılar. 

Ancak sabır her şeye katlanmak da değildir. Doğru anda doğru adımı atmayı bilmektir. Sabırlı insan, zamanı geldiğinde cesurca hareket eder. Onun bekleyişi boş değil, bilinçlidir. 

İnsanı büyüten sabrıdır; çünkü sabırla geçilen her sınav, insanı daha derin, daha güçlü, daha anlayışlı yapar. 

Sabır, sadece zamana karşı olmamakla beraber; insana, hayata ve en çok da kendimize karşı gösterdiğimiz bir anlayıştır.

Ali SUNGUR

Yayınlanma Tarihi: 23.08.2025 / Saat: 12.00

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.