Bu web sayfası ve içerikleri oluştururken her şey planlıydı. Tabii sadece kafamın içinde. Bilgisayar başına oturduğumda ise kelimeler değil, dikkat dağıtıcı her şey akmaya başladı: Çamaşır makinesi bittiğindeki o “bitttiiii” melodisi, sokaktan geçen satıcının “Domateslerrr, salkııım salkııım!” nidaları ve en tehlikelisi sosyal medya.
Bu web sayfası ve içerikleri oluşturmaya karar verdiğim ilk gün, kahvemi alıp ilhamla dolu bir şekilde bilgisayarın başına geçtim. Sonra ne oldu dersiniz? Kahvemi klavyeye döktüm. “İlham aktı” diyebiliriz ama elektronik aletler pek hoşlanmıyor bu tür yaratıcılıklardan. 😁
Bazen de öyle bir cümle yazıyorum ki “Vay be!” diyorum kendi kendime. Ardından bir sessizlik; çünkü kedim aniden masanın üstüne ardında da klavyenin üzerine zıplayarak bir anda her şeyi silmiş. Olsun, belki de edebî değeri olan bir ‘ctrl+z’ anıydı. 😃
Bir de bitirdim sanıp sayfaları ve içerikleri okuduğumda fark ettim ki yazarken ve oluştururken karakter sayısını değil, kahve kupası sayısını saymışım. Bu web sayfası üç defa baştan düzenlendi; çünkü üç farklı günde elektriğin gidebileceğini düşünmeyerek sayfa içeriklerini kaydetmeyi unutmuşum.
Yani anlayacağınız bu web sayfası ve içerikleri biraz kelimelerden, biraz da sabırdan ama en çok da “Bu da geçer ya hu”lardan oluştu.
Eğer siz de yazma sürecinde bazen saç baş yoluyorsanız bilin ki yalnız değilsiniz.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 10.09.2025 / Saat: 22.20