Trafik ışıkları bazen kırmızıya değil, sabrımıza yanar. Direksiyon başında geçen dakikalar, sadece bir yerden bir yere varma çabası değildir, aynı zamanda bir karakter testidir; çünkü trafikteyken insan kendini kullanır, arabayı değil.
Bir günlüğüne herkesin birbirine gülümsediği bir trafik düşünün. Yol verenin kazandığı, teşekkür edenin fark edildiği bir gün. Selektör yerine selam, korna yerine nezaket, omuz silkmek yerine anlayış... Ne çok şey değişir, değil mi?
Peki biz ne yapıyoruz? Acelemizi öfkeye, gecikmemizi tahammülsüzlüğe, direksiyonu haksız bir güce çeviriyoruz; oysa kimsenin yolu bir diğerinin insanlığını ezme hakkından geçmemelidir.
Trafik kuralları tabelalarda yazılır ama yol arkadaşlığı insanın içinde başlar.
Her yol aynı zamanda bir seçimdir: Ya birbirimizi iteriz ya da birlikte ilerleriz...
İnsanlar trafikte sadece araçlarını değil, kalplerini de sürmeyi öğrenmeli; çünkü bazen bir yol vermek, bir ömrü güzelleştirir.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 09.09.2025 / Saat: 19.30