Güzellik çoğu zaman dışarıda aranır; bir yüzün simetrisinde, bir manzaranın renklerinde ya da bir kıyafetin uyumunda. Oysa gerçek güzellik önce içeride başlar. Bir insanın nasıl düşündüğü, nasıl baktığı ve nasıl hissettiğiyle şekillenir. 

Güzel düşünmek bir seçimdir. Her olayın içinde karanlık bir yanda vardır, aydınlık bir yanda. Kimisi sadece şikâyet eder, kimisi aynı olaydan bir ders çıkarır. Kimisi kırılır, kimisi büyür. Farkı yaratan yaşanılan değil, bakılan yerdir. 

Sabah uyandığında gökyüzüne bakıp “bugün güzel bir gün olabilir” diyebilen birinin yüzü daha aydınlıktır. Sokakta yürürken bir çocuğun gülümsemesini fark eden biri, güzelliği içinde taşıyordur zaten. 

Güzel düşünmek gözlük gibidir; takınca dünya değişmez belki ama senin dünyaya bakışın değişir. Güzel bakan güzel görür. Güzel gören zamanla güzelleşir; çünkü düşünceler davranışlara, davranışlar ise insanın kendisine yansır. 

İçinde huzur taşıyan biri konuşurken bile iyilik yayar; ama bu saf bir iyimserlik değildir. Hayatın zorluklarını yok saymak, güzel düşünmek değildir. Aksine zor olana rağmen iyiyi görebilmek, kırılmadan, bozulmadan yumuşak kalabilmektir esas olan. 

Güzel düşünmek için büyük şeylere gerek yok. Bazen bir teşekkür, bazen bir selam, bazen bir çiçeğe bakmak yeter. Küçük şeyleri görebilen gözler büyük bir kalbin işaretidir. 

Unutma: Düşünce bir tohum gibidir, ne ekersen o büyür; güzeli ekersen güzellik büyür içinde, hem sen güzelleşirsin hem baktığın dünya...

Ali SUNGUR

Yayınlanma Tarihi: 26.08.2025 / Saat: 09.00

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.