BİLGİSAYAR VE ÇEVRE BİRİMLERİ

Evet geçtiğimiz günlerde yazmış olduğumuz Bilgisayarın Tarihsel Gelişimi ile ilgili makalemizde insanların geçmişten günümüze bilgisayarla ilk tanışmasını sizlere göstermiştik. İnsanlar her dönemde gelişmeye değişime açık olduğunu ve bu değişimlerin hep bir ihtiyaçtan dolayı olduğunu görürüz. Şimdi ise sizlerle bilgisayarın hangi parçaları var, bu parçaları ne işe yarar kısaca bunlardan bahsedeceğiz. 

Bilgisayar bize kendi içinde bilgiyi işleyip sonucu veren bir cihazdır. Yani en basiti ile siz internette girmek için tıkladığınız tarayıcılar siz tıkladığınızda önünüze getirdiği sayfayı bilgisayar kendi içinde işler ve size sonucunu verir. Tabi bu veriyi kullanıcıdan alıp işlemesi için bilgisayarın iki şeye ihtiyacı vardır. Bunlar bilgisayarın temelini oluşturan ‘’ Donanım’’ ve ‘’Yazılım’’ olarak ikiye ayrılır.

                                                 

DONANIM BİRİMLERİ:


DONANIM NEDİR?

Donanım bilgisayarın gözümüzle gördüğümüz elle tuttuğumuz fiziksel bütün parçalarına donanım denir.


KASA                                   

  • Bilgisayar kasası, içine yerleştirilecek olan bilgisayar bileşenlerini dışarıdan gelebilecek fiziksel darbelere karşı korur, elektriksel olarak yalıtır, sahip olduğu fanlarla içerideki sıcak havayı dışarı atar. İçinde 1 anakart takma tepsisi, güç kaynağı yuvası, sabit disk ve CD-ROM sürücü gibi aygıtların yerleştirilebildiği 5,25 ve 3,5 inçlik yuvalar, arka tarafında soket boşlukları vardır.
  • 1 tane yeniden başlatma, 1 açma düğmesi ve 1 tane de kilit düğmesine sahip olabilir. Yatay ("pizza kutusu") ve dikey ("kule") yerleştirilebilenleri, alüminyum veya çelikten yapılanları, farklı boylarda olanları vardır. Bilgisayar kasası bilgisayarın aynı zamanda sistem birimidir.
  • Tabi ilk maddede bahsettiğimiz CD-ROM lar artık yerlerini daha hızlı bir birim olan Flash belleklere bırakmış durumda. Hem taşıma hem boyut açısından insanların kullanımını kolaylaştıran Flash bellek günümüzde çok yaygın olarak kullanılmaktadır.


DIŞ (HARİCİ) DONANIM BİRİMLERİ:

Başlıktan da anlayabileceğimiz üzere bu birimler bizim gözle görebildiğimiz elle tutabildiğimiz fiziki birimlerdir. Şimdi bu birimleri biraz detaylı şekilde inceleyelim.


FARE (MOUSE)


Fare ingilizce adıyla Mouse genellikle avuç içinde tutulan hareketli bilgisayar ekranındaki imlecin hareketlerini kontrol eden bilgi girişi aygıtıdır. Farenin modeline göre üzerinde veya daha fazla sayıda tuş ve tekerlek bulunabilir. İlk bilgisayar faresi 1964 yılında Douglas Engelbart tarafından yapıldı.


FARENİN İSİMLENDİRMESİ

Bu konuyla ilgili ilk yayın olan 1965 yılı Bill English'in yayımında, fare; bir işaretleme aracı olarak bilgisayar destekli ekran kontrolü olarak geçmiştir. The Compact Oxford English Dictionary (3. basım) ve The American Heritage Dictionary of the English Language'ın 3. basımında, computer mice ve computer mouses (bilgisayar fareleri) terimleri bilgisayar faresinin çoğul formları olarak onaylanmıştır. Bazı teknik belge yazarları tarafından "fare araçları" ya da "genel işaretleme araçları" olarak kullanılmaktadır.

Ayrıca günümüzde de fare mimarlık, mühendislik gibi birçok alanda kullanılan programlar için çeşitli şekillerde ve fonksiyonlarda üretilmeye başlanmıştır. Sağ ve sol tuşa ek olarak mercek (zoom) görevi görebilen tekerlek ve birden fazla görevi olan ek tuşlar konulmuştur.

3Ds Max, Rhinoceros 3D gibi modelleme programlarında da zamandan tasarruf için bu fareler tercih edilmektedir.


FARE ÇEŞİTLERİ:


KABLOLU FARELER

Bilgisayarın ilk zamanında seri port ve AUTOEXEC.BAT dosyalarına özel eklenen sürücüler ile çalışan fareler, zamanla PS/2 adlı porta alınmış ve çoğu işletim sisteminde alt seviyelerde desteklenmeye başlamıştır.

Günümüzde çoğu kablolu fare bilgisayara USB portundan bağlanır. Ayrıca çeşitli adaptörler vasıtasıyla USB girişler PS/2'ye ya da tam tersine dönüştürülebilir. Günümüzde en çok kullanılan fare çeşididir.


KABLOSUZ FARELER

Küçük bir çip yardımı ile kullanılır, bu çip bilgisayara takılır ve fare kullanıma hazır olur. Boyutları genellikle küçüktür. İlk çıktıkları zamanlarda yanında gelen ufak usbyi bilgisayara takıp fareyi açtığımızda kullanıma hazır olurdu. Şimdi yeni nesillerde ise Bluetooth teknolojisi ile hem bilgisayarda hem de farenin içindeki Bluetooth teknolojisi ile birbirine bağlanıp kullanıma hazır hale gelmektedir.


KIZILÖTESİ FARELER

Bu fareler, bilgisayar ile iletişiminde bir kızılötesi sistem kullanır. Sistem, bilgisayarın seri, PS/2 veya USB portuna takılır, fare ise sistemle kızılötesi ışınlar ile iletişim kurar. Eğer fare ile sistem arasına bir cisim girerse, fare hareketleri hissedilmeyecektir. Satışları günümüzde devam etmektedir.


RADYO DALGALI FARELER

Kızılötesi farelerden farklı olarak bu fareler iletişim için kızılötesi ışın yerine radyo sinyalleri kullanırlar. Kapsama alanları genelde onlarca metre civarındadır.


BLUETOOTH FARELER

Bu fareler, kimi bilgisayarlar ile entegre gelen Bluetooth kablosuz teknolojisini kullanarak iletişim kurarlar. İlk iki türe göre büyük bir avantajları vardır: Standart bir protokol kullandığı için her cihazla kullanılabilir


3D FARELER

1990'lı yılların sonlarında Kantek firması ilk 3D ring faresini tanıttı. Parmağa takılan, yüzük şeklindeki ve 3 tuş bulunduran bu aygıt üstündeki kızılötesi ışık ile parmak hareketini algılamaktaydı. Ancak yeterli ve verimli bir fare olmayı başaramadığı için popüler olamadı. Bu tür fareler üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar hâlâ sürmektedir.


HAREKETİ ALGILAMA ŞEKLİNE GÖRE FARE TÜRLERİ:


MEKANİK FARELER

Topu ve hareketli parçaları vardır.


OPTİK FARELER

Optik fare: Mekanik bir fare olduğu gibi iç hareketli parçalar yerine hareketin altında yatan yüzeye göre tespit etmek, bir ışık yayan diyot ve fotodiyotlar kullanır.


LED’Lİ OPTİK FARELER

Bu tür fareler altlarında bulunan LED'in yaydığı ışığın yansıması ile hareketi algılarlar. En üst modelleri 1000-1600 dpi gibi yüksek hassaslığa varabilir.


LAZERLİ OPTİK FARELER

Bu tür fareler altlarında bulunan lazer ışık kaynağının yaydığı ışıklar vasıtasıyla hareketi algılarlar. İmleç hareketlerine çok yüksek hassasiyet isteyenler için uygun bir seçenektir. Hassasiyetleri 3000 dpi ve üzerine çıkabilir. Hareketi algılama şekline göre fareleri üçe ayırırsak en pahalı tür lazerli optik farelerdir


DOKUNSAL FARELER

Logitech firması 2000 yılında titreşimi sağlayan küçük bir işletici içeren dokunsal fareyi (tactile mouse) tanıttı. Bu fare, örneğin pencere sınır geçişlerinde dokunsal geri dönüşler ile kullanıcının duyusal ara yüzünü arttıracaktı. Dokunarak sörf yapmak kullanıcının derinlik ve sertliği hissedebilmesini gerektirir. Bu özellik ilk elektro reolojik dokunsal fare ile sağlandı, fakat ürün piyasaya sunulmadı.


TOUCHPAD

Touchpad birimi genellikle dizüstü bilgisayarlarda görülür. Dizüstü bilgisayarlarının klavyelerinin hemen alt tarafında bulunur. Yaklaşık 5 × 5 kadar hassas alanı vardır. Kullanıcı, parmağını bu hassas temas yüzeyi üzerinde gezdirerek işaretçinin hareketini sağlar. Tıklama işlemi, hassas olan bölgede parmağın iki kez vurulmasıyla sağlanır.


Diğer bir birim olan klavyeye geçelim şimdi;


KLAVYE

Bilgisayar klavyeleri ilk olarak daktilo örnek alınarak hazırlanmış bir harici birimdir. İnsanlar bilgisayarla ilk tanıştıklarında daktilo yerine daha işlevsel ve daha yumuşak kullanılabilir bir harici birim tasarlamışlardır. Klavyenin üzerinde daktiloda bulunan harflerin haricinde rakamlar işaretler ve bazı işlevsel tuşlar bulunmaktaydı.


KLAVYENİN ÇALIŞMA ŞEKLİ 

Tuş takımında her tuşa iki kod atanmıştır (Hex kodu). Tuşa basınca oluştur kodu tetiklenir. Tuş bırakıldığı zamanda bitir kodu tetiklenir. Karakter atamaları kod sayfalarında saklıdır. Bunlar her tuş koduna belirli bir karakter karşılığı düşürürler. KEYB komutu basit anlamda klavyeden gönderilen her kod için uygun bir karakter atamakta kullanılan bir tabloyu yükler.[


KLAVYENİN DÜZENİ

Türkiye'de en çok kullanılan klavye düzeni Q Klavye ve F Klavyedir (Türkçe Daktilo Klavyesi)

  • Q Türkçe tuş takımı 91
  • F Türkçe tuş takımı 91 

Tuş takımı üzerinde numaralar, Kilitler (Caps Lock: Bir kez basıldığında sürekli büyük harf yazar. İkinci kez basıldığında sürekli küçük harf yazar, Num Lock: Klavyenin sağında bulunan Nümerik alanın aktif veya pasif olmasını sağlar, Scroll Lock), Özel Tuşlar (Alt, Shift, Control, Alt Gr).

Dizgeye (sistem) komut verme, veri girme bakımından tuş takımı sistemin en önemli giriş aygıtıdır. 101/102 tuşlu klasik ve 104 tuşlu win tuş takımı standarttır. Fişleri DIN veya USB bağlantılı olan tuş takımı kablosunun öbür ucu klavye kasası içinde yahut bir fiş şeklinde olabilir. Kablolu veya kablosuz kumandalı klavye setleri bulunmaktadır. Standart düzen QWERTY'dir.


Şimdi sırada monitör var;


MONİTÖR

Monitör görüntü sergilemek için kullanılan elektronik ya da elektromekanik aygıtların gelen adıdır. Monitör başta televizyon ve bilgisayar olmak üzere birçok elektronik cihazın en önemli çıktı aygıtıdır. Monitör plastik bir muhafaza içerisinde gerekli elektronik devreleri güç transformatörünü ve resmi oluşturan birimleri içerir. 

Monitörden çıkan veri kablosu bilgisayar kasasındaki ekran kartına bağlanır ve bilgisayarla olan iletişimi sağlanır. Boyutları genelde İNÇ ölçü birimi ile ifade edilir. Bu boyut monitör ekranının bir köşesinden karşı çaprazındaki diğer köşesine olan uzaklığıdır.


MONİTÖRÜN EKRAN MODLARI

Bilgisayar kullanılırken monitörlerde iki tür ekran moduyla karşılaşılır. Bu ekran modları Yazı ve Grafik modudur.

Metin modu: Metin modunda, ekran 25 satır ve 80 sütundan oluşur. Her satıra en fazla 80 karakter yazılabilir. DOS işletim sistemi metin modunda çalışan bir işletim sistemidir.

Grafik modu: Grafik modu, Microsoft Windows işletim sisteminin de çalıştığı ortamdır. Monitör ekranı piksellerden oluşur. Piksel sayısı ne kadar fazla ise netlik o kadar fazladır. Piksel yoğunluğuna çözünürlük denir. Çözünürlük azaldıkça netlik azalır ve görüntü bozulur.


MONİTÖR TÜRLERİ

Monitörler çeşitli ekran teknolojilerini kullanarak metin veya görüntü yansıtır. Bunlara CRT, PDP, LCD, LED, OLED, AMOLED gibi ekran teknolojileri örnek verilebilir. Bunlara iki tiptedir. CRT ve daha modern olan LCD monitörler. CRT monitörlerin boyutları bir televizyon gibi, oldukça büyüktür. LCD monitörler ise çok daha incedir


CRT MONİTÖRLER

Bu monitörün en önemli parçası, havası boşaltılmış ve ön yüzeyi binlerce fosfor noktacığından (dot) oluşan CRT (Katot ışını tüpü) adı verilen koni şeklindeki tüptür.

Bu tüpün geniş tarafı dikdörtgen şeklindedir. Diğer dar tarafında ise bir elektron tabancası bulunur.

Tabanca içerisindeki katot levhaları, tel filaman (ısıtıcı) ile ısıtılır ve tüp içerisinde serbestçe dolaşan elektron bulutu oluşturulur. Negatif yüklenen katotlar ile pozitif yüklenen ekranın iç yüzeyi arasında büyük bir gerilim farkı uygulandığından, katotlarda oluşan elektronlar dış yüzeye doğru fırlar.

Sabit olarak yerleştirilen odaklama elemanları bu elektronları bir araya getirerek bir ışın halinde ekran orta yüzeyine odaklar. Bu ışını ekranın istenilen taraflarına yönlendirmek için elektron tabancasının etrafında yatay ve dikey saptırma bobinleri bulunur. Odaklanan ışının ön yüzeyde gezdirilmesi yoluyla ortaya görüntüler çıkar.

Ekran kartından sinyal geldiği sürece bu ışın, monitörün sol üst köşesinden başlayarak fosfor ile kaplı ön yüzeyi tarar. Burada verecek çinko oksit türevi kullanılır. İnsan gözü, algılama hızından dolayı hareketi gecikmeli algılar ve hareketli görüntü oluşmuş olur.

Elektron demetinin ekranda saniyede kaç resim taradığı, ekran kartının belirlediği bir değerdir; yenileme hızı veya yenileme frekansı olarak isimlendirilir. Yenileme hızı, bu tür monitörlerde saniyede 50 ile 120 arasında değişebilir. Yenileme hızının yüksek olması görüntü kalitesini ciddi ölçüde arttırır. Yenileme hızı düştükçe monitörde gözü yorucu nitelikle kıpraşmalar algılanmaya başlar.

Renkli monitörlerde renklerin oluşması için üç temel renk (kırmızı-yeşil-mavi) kullanılır. Her renk için elektron tabancası içerisinde bir ışın demeti oluşturan eleman vardır. Ayrıca ekran yüzeyi de üç ayrı renkten oluşan fosfor tabakasından oluşur. Bu tabakalar delikli bir maskenin arasından aydınlatılır. Hassas bir şekilde ayarlanan bu deliklerde her renge ait ışın demeti sadece o renge çarpar.

Monitördeki her nokta üç ayrı renkteki fosfor damlacığından oluşur. Bu üç fosfor damlacığı da bir araya gelerek “pixel” leri oluşturur. Birbirine en yakın aynı renkteki iki noktanın merkezleri arasındaki uzaklığa “dot pitch” denir. Nokta aralığı anlamına gelen bu ifadenin bugünkü değerleri 0.24 mm ile 0.28 mm arasında değişmektedir. Bu değerlerin küçük olması görüntü kalitesinin artması anlamına gelir.

2000'lerden itibaren, CRT'ler büyük ölçüde yerlerini daha düşük üretim maliyetli, az enerji tüketen, daha hafif ve az yer kaplayan LCD, plazma ekran ve OLED ekranlar gibi yeni görüntü teknolojilerine bırakmıştır.


LCD MONİTÖRLER

LCD (Liquid Cyristal Display) monitörlerde görüntü, sıvı kristal diyotlar yardımıyla sağlanmaktadır. Bu diyotlara gerilim uygulandığında, içlerindeki moleküllerin polarizasyonu değişmekte ve beraberinde de diyotun geçirgenliği değişmektedir. Bu duruma dijital saatlerde de rastlamaktayız. Normalde şeffaf olan bu diyotlara gerilim uygulandığında geçirgenliklerini kaybederler ve siyaha dönerler. Renkli LCD monitörlerde ise çok ufak ve birden fazla diyot kamanı kullanılarak görüntü alınmaktadır.

LCD monitörler DSTN ve TFT olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Ucuz olan ve “passive matrix” teknolojisini kullanan DSTN (Dual-Scan Twisted Nematic)’ler çözünürlükleri ve görüş açıları TFT’lerden düşük olan monitörlerdir. Bu monitörler genelde dizüstü bilgisayarlarda kullanılmaktadır. TFT (Thin Film Transistor)’ler ise “active matrix” adı verilen ve görüntüyü daha parlak ve keskin gösteren bir teknoloji kullanırlar. TFT'lerde her piksel bir ya da dört transistör tarafından kontrol edilir ve bu sayede flat panel ekranlar arasında en iyi çözünürlüğü sunarlar...


MONİTÖR SEÇİMİ 

Monitör ekranının büyüklüğü yapılacak işe ve amaca göre seçilmelidir. Normal kullanım için en ideal ekran boyutu 19 inçtir (Düz kare ekran (4:3 ya da 5:4) ya da geniş ekran (16:9 ya da 16:10) tercih edilebilir). Eğer bilgisayarda daha çok şekil, grafik, plan, proje çizimleri veya programlama yapılacak, oyun oynanacak ise ekran boyutu büyük olan monitörler (21 inç, 23 inç vb.) tercih edilmelidir. Büyüklükle beraber monitör çözünürlüğüne (yüksek çözünürlüğe sahip monitörlerin görüntüleri daha kalitelidir) ve ekran kartının özelliklerine (bellek miktarı, işlemci hızı, desteklenen en yüksek çözünürlük vb.) de dikkat edilmelidir.

Tabi ki de bir çok çevre elemanı mevcuttur, fakat biz en önemlilerinden bahsetmiş olduk. Şimdi ise sırada bilgisayarın İç yani dahili donanım birimlerine bir göz atalım.


NOT: Bir sonra ki yazımızda ''Dahili Donanım Birimlerinden'' bahsedilecektir. 


Kerem ARMUT

(Teknoloji Yazarı)

Yayınlanma Tarihi: 17.09.2025 / Saat: 23.18


KAYNNAKÇA 

1)https://tr.wikipedia.org/ 

2)https://teknolojiprojeleri.com/teknik/anakart-nedir-nasil-calisir 

3)https://shiftdelete.net/cpu-nedir-islemci-nasil-calisir 

4)https://blog.teknosa.com/teknoloji/ekran-karti-alirken-nelere-dikkat-edilmeli

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.