Birçok insan çevresindekilere sinirli veya asabi bir şekilde davranıyor; bazen bir bakışla, bazen de bir sözle başlıyor her şey. Birini sabırla dinlemek veya anlamak zor olabiliyor... Fakat sinirli bir insanın içindeki dünya, herkesin düşündüğünden çok daha karmaşık. Onlar çoğu zaman bu dünyada kaybolmuş hissediyor; çevresindekiler sadece dışarıdan bakıyor ve anlayışsızca eleştiriyor. Oysa her öfkenin altında bir duygu yatar. Bazen bu duygu haksızlığa uğramaktır, bazen de kendini ifade edememek.
Sinir, aslında bir savunma mekanizmasıdır. Kalbi, duyguları ve düşünceleri savunmaya çalışır.
Asabi insanlar genellikle her şeyi hızla yargılar; kararları anlık, duyguları ani... Kendi dünyasında olaylar ve duygular arasında keskin bir sınır çizmiştir. Bu sınırın dışına çıkıldığında bir başka duyguya yer kalmaz. Onlar bazen yalnızdır; kendilerini kimseye açamayan, yıkılmak korkusuyla başkalarına güvenemeyen insanlar. Onların öfkesi, duvarlar arkasında sıkışmış hayallerin, kırık dökük arzuların dışa vurumudur.
Bir insan sinirli olduğunda çevresindeki dünya da sarsılır. Ne kadar basit bir şey olsa da bu öfkenin etkisi uzun süre hissedilir. Yine de asabi olmak bir seçim değil, daha çok bir savunma şeklidir.
Öfkeli bir insan, belki de duygusal yüklerin altında eziliyordur. Belki de o, yalnızca dertlerini içinde büyütmüştür. Bazen insanlar, acılarını başkalarına aktarmaktan başka bir yol bulamazlar. O öfke, bir tür çığlık olabilir; sessiz bir çığlık, kimseye duyurulamayan ve içe atılan duyguların haykırışı.
Her sinirli insan bir öfke patlamasının ötesindedir; onların içindeki duygular, birikmiş ve patlamaya hazır bir volkan gibidir. Belki de sinirli insanlar, en derin korkularıyla savaşan kişilerdir. Toplum onlardan sabırlı, sakin ve hoşgörülü olmayı bekler. Ancak hiç kimse, bir başkasının iç dünyasını gerçekten anlamaya çalışmaz.
Sinirli bir insanın öfkesinin ardındaki hikâyeyi bilmeden ona hükmetmek kolaydır. Fakat herkesin hikâyesi farklıdır. Öfkenin arkasında ki sessiz acıları görmek, belki de insanın gerçek empatisini ortaya çıkarır; bazen sadece bir göz teması, bazen sadece bir anlayış yeterlidir.
Sinirli bir insanın gözlerinde bir kırılma olabilir. Onu anlamaya çalışmak sadece onun öfkesini değil, içinde ki kırıklığı da görmektir.
Kimse mükemmel değildir, herkesin taşıdığı yükler vardır; biraz sabır, biraz anlayış dünyayı değiştirebilir.
Belki de bir gün herkesin içinde barışa giden yol açılır.
Ali SUNGUR
Yayınlanma Tarihi: 03.09.2025 / Saat: 18.45