İyi davranmak, insanın en basit ama en etkili eylemlerinden biridir. Kimi zaman bir gülümseme, bir yardımcı el, bazen de sadece bir söz… Küçük hareketler büyük etkiler yaratabilir. 

Toplum, çevremiz hatta bazen kendimiz bile bizden iyi olmayı bekler. Ancak gerçek anlamda iyi olmak, başkalarına yönelik bir tutumdan çok kendimize dönük bir keşiftir. 

İyilik bir yansıma gibidir, yapıldıkça çoğalır ve bizi de dönüştürür. İyi olmak önce içimizde başlar. İnsan, başkalarına iyi davranarak aslında kendi içsel huzurunu bulur. 

İyi olmak, başkalarının bizi nasıl gördüğüyle değil, bizlerin kendimizi nasıl hissettiğiyle ilgilidir. Her eylemde, her adımda, hem başkalarına hem de kendimize yapılan bir iyiliği görmeye çalışma bilinciyle düşünür ve adım atarız; ama yine de iyiliğin karşılık görüp görmemesi konusunda kaygı duyarız. 

Karşılık bekleyerek yapılan iyilik zamanla anlamını yitirir. İyilik, karşılık görebilme ihtimâliyle yapılmaz. O, sadece doğru bir şey yapmaktan, insan olmanın gerekliliğinden doğar. 

Bazen hayat, bizim en iyi olmak istediğimiz anlarda bile iyilik yapmamızı engeller. Zorluklar, hayal kırıklıkları ve karamsarlıklar… Ancak işte tam o noktada, insanın gerçekten iyi olma kararı, hayatın zorluklarına karşı bir direnç oluşturur. 

İyilik bir sığınak gibidir; kötü bir günün sonunda yaptığımız küçük bir iyilik, içimize dinginlik getirir. Buna rağmen insanlar birbirlerine her zaman iyi davranmayı başaramaz. Kimimiz öfkeli, kimimiz kırgın, kimimiz yorgundur; ama belki de gerçek soruyu sormak gerekir: “İyi olmak, başkalarının bizden ne alacağını düşünerek mi yapılır yoksa sadece doğru şeyin yapılması gerektiği için mi?” 

Gerçek anlamda iyilik, karşılık beklemeden yapılan bir şeydir. İyilik yapmanın anlamı karşılık almak değil, içsel bir tatmin duymaktır. Sonuçta iyilik yapmak, sadece başkalarına bir değer katmak değil, aslında kendimize bir değer katmaktır. 

Her iyilik, bir adım daha içsel huzura, anlamlı bir yaşama doğru atılmış bir adımdır. İnsan iyi olarak büyür, iyilikle olgunlaşır. Belki de sonunda bulduğumuz en büyük ödül, karşılık beklemeden sadece iyi olduğumuz için hissettiğimiz o içsel huzurdur.


Ali SUNGUR

Yayınlanma Tarihi: 07.09.2025 / Saat: 13.30

Yorumlar
* Bu e-posta internet sitesinde yayınlanmayacaktır.